Otoriter, Totaliter, Popülist
PDF Print E-mail

Kavramlarla düşünürüz. Bir insan için iyi, dürüst, kurnaz deriz örneğin. Durumlar için tehlikeli, hoş, karışık deriz. Siyaset ve siyasiler için sol, sağ, demokrat, hain filan der ve ona göre de taraf oluruz. Bu kavramlar (nitelemeler, sıfatlar, ‘tabeleler’) hem yararlı hem de sınırlayıcıdır. Onlar olmadan genellemeler yapıp düşüncemizi düzene sokamayız. Ama tabeleler, ayrıntıları ve sonsuz farklılıkları kaçırmamıza da neden olabilir. Örneğin sol derken kimileri CHP’yi kimleri İşçi Partisini kimileri de Murat Belge’yi akla getirebilir. Yani kavramlar kaos yaratabilir. Anlamsızlık yaratabilir. Laiklik, cumhuriyet, yargı ve adalet, insan hakları bu tür ‘lastikli’ kavramlara dönüşmekte olduğunu zaten görüyoruz. Belki çare, sahip olduğumuz kavramların sayısını çoğaltmak ve anlayışları zenginleştirmektir. İyi/kötü’den farklı kavramlara sahip olmayan bir insanla çok zengin bir kavramlar yelpazesine sahip bir insanı karşılaştırırsak, ikinci insanın bir ‘aletler’ zenginliğine sahip olduğunu düşünebiliriz. Böyle bir insanın herhalde stereotiplere (yani basma kalıp değerlendirmelere) kayma olanağının daha düşük olacağını da düşünebiliriz.

Siyasetin gündemde olduğu bu günlerde bir iki kavramı ve bu kavramlarla ilişkili başka sıfatları hatırlatmak yararlı olabilir. Böylece değerlendirmelerimizi ayrıntılı kılar çeşitlendirebiliriz. Otoriter ve otoriterlikle (authoritarianism) başlayalım. Wikipedia şunları yazıyor. Otoriterlik, cumhuriyet (republic) ve otoriter olan bir devlete vurgu yapar. Siyaset seçilmemiş yöneticilerce uygulanır ama kişilere de belli bir özgürlük alanı bırakılır. Bu sistemde potansiyel (muhtemel) tehditlere baskı uygulanır ve siyasi partilerle kitle örgütleri, halkı mobilize etmek ve hükümetin amaçları doğrultusunda çalışmak için kullanılır. Önemli siyasi kararlar seçilmemişlerce kapalı kapılar arkasında alınır. Bürokrasi seçilmişlerden oldukça bağımsız çalışır. Bu tür liderler kendilerini atar ve halk tarafından azledilemez. Özgürlüklerin garantisi yoktur. Siyasi istikrar orduya dayanarak sağlanır. Bu tür otoriter sistemler meşruiyeti başarılı performanslarına dayandırdıklarından, bu alanda başarısız olunca yıkılırlar. Bu sistemden demokrasi sistemine geçişe de ‘demokratikleşme’ denir.

Totaliter rejimler otoriterden öte özellikler de içerirler. İlki (ister cunta olsun, ister tek parti veya bir grup) hükümet biçimiyle ilgilidir. İkincisi topluma da el atmıştır: Özel hayata karışır, ahlakı ve insanların ideolojisini (inancını) biçimlendirmeye çalışır. Sivil toplumu ve devletten bağımsız çalışan cemaatleri (communities) yok etmeye çalışır.

Popülizm (bu da başka bir kavramdır) kitlelerce demokratik yönetim olarak algılandığından genellikle gözden kaçar. Popülizm, toplumdaki elit bir tabaka tarafından halkın çıkarlarının bastırıldığını varsayan ve devlet organlarının bu elit tabakanın etkisinden çıkarılıp halkın yararına ve toplum olarak gelişmesi için kullanılması gerektiğini söyleyen siyasî bir söylem biçimidir. Dolayısıyla popülist bir kişi konuşmalarını ‘sokaktaki adamın’ ekonomik ve sosyal gereksinimlerine yönelik olarak hazırlayan kişidir. Son yıllarda popülist hareketlerin liderlerinin hem sol hem de sağ görüşlüler arasından çıktığı gözlemlenmiştir. Popülist hareketlerin liderleri çoğunlukla büyük şirketlerin gücüne karşı koyacaklarını, ‘yozlaşmış’ elitleri temizleyeceklerini söylerler. Popülizm genelde rejim karşıtı siyaseti içerdiği gibi, özellikle sağ eğilimlerde milliyetçilik, ırkçılık veya köktendincilik ile birleşebilir.

Yukarıda sıraladığım kavramlarla düşündüğümüzde, siyasi partileri de tabelalarına ve kendileri için seçtikleri isimler ve sıfatlara göre değil, niyetlerine, programlarına, anlayışlarına göre kavramaya başlarız. O zaman da kimin ‘ne olduğu’, aralarındaki benzerlikler ve farklar (varsa) daha iyi belli olur. Kavramların çoğaltılması gerekli derken bunu demek istemiştim. Tabelalar yetersizdir. Cumhuriyetçiler otoriter ve totaliter olabiliyor, örneğin. Ama olmayabilir de, gerçekten demokrasiden yana da olabilirler. Halk ve demokrasi lafını ağızlarından düşürmeyenler de halk dalkavuğu ve demokrasi özleminin istismarcısı olabilir.

Siyasi mücadeleyi de bir yanda otoriter/totaliter güçler öte yanda halktan yana (popülist) güçler olarak algılamak da doğru olmayabilir. Basit bir nedenden dolayı. Bütün bu güçlerin ortak yanları olabilir. Örneğin samimi olmayan bir söylem,  birden çok okuyuşları olan ‘demokrasi’ referansı, son kertede her iki tarafın da toplum mühendisliği niyeti bu ortak yanlar olabilir. Madalyonun iki yüzüdür otoriter ve popülist güçler. Zaten popülizmin bir başka özelliği iktidarı amaçlayan  demagojisidir, güçsüzün pohpohlanması, halk kusurlarının övgü objesine dönüştürülmesi, gerçek yarar oluşturmayan girişimlerin öne çıkarılması, hoşa giden ama sonunda zararlı olacak duyguların aşılanmasıdır. Popülizm sistemli toplumsal bir yalandır. Halk ‘müşterimiz’ sayılmakta, onu memnun etmek ve hoşuna gitmek  görev sayılmakta, ama aynı anda araya birkaç yalan da sokuşturulmaktadır. Bu ilişkiye de kliantel (clientele), yani müşteri ilişkisi denmesi bundandır.

Aslında otoriterlik gibi popülizm de demokrasinin karşısındadır. Her an, yüzünde sevecen bir maske ile karşımıza çıkabilir. Yalnız siyasette değil, edebiyatta da, sanatta da. Pohpohlandığınızı hissettiğinizde dikkat kesilmelisiniz! Popülizm sınıfsal da değildir,  eğitim düzeyi, ekonomik statü demeden gönül  verenleri ezer geçer. Popülizm zamanımızda çok yaygındır ve bu konuya yeniden dönmek niyetindeyim. Klasik siyasi tabelaları yavaştan terk ederek daha çağdaş ve sosyolojik kavramlarla düşünmeye başlamanın yararı kuşkusuz olacaktır. Böyle bir yaklaşım başta, bizleri bildik mekanın dışına attığından rahatsızlık doğurabilir. Ama çevre değişmişse başka türlü davranmak da olmuyor. Tabi bu ‘geçiş’ şartlarında oy kullanmadaki sıkıntıları da taktir etmiyor değilim.

 

*

 

Your are currently browsing this site with Internet Explorer 6 (IE6).

Your current web browser must be updated to version 7 of Internet Explorer (IE7) to take advantage of all of template's capabilities.

Why should I upgrade to Internet Explorer 7? Microsoft has redesigned Internet Explorer from the ground up, with better security, new capabilities, and a whole new interface. Many changes resulted from the feedback of millions of users who tested prerelease versions of the new browser. The most compelling reason to upgrade is the improved security. The Internet of today is not the Internet of five years ago. There are dangers that simply didn't exist back in 2001, when Internet Explorer 6 was released to the world. Internet Explorer 7 makes surfing the web fundamentally safer by offering greater protection against viruses, spyware, and other online risks.

Get free downloads for Internet Explorer 7, including recommended updates as they become available. To download Internet Explorer 7 in the language of your choice, please visit the Internet Explorer 7 worldwide page.